23 Aralık 2013 Pazartesi

Konsantre Olmak Başarıyı Getirir mi?

"Konsantre ol!" bu söylemi hayatımızda o kadar işittik ki... Peki bu odaklanma gerçekten işe yarıyor mu ? Yazımı okuyunca anlayacaksınız. Ayrıca çocuklarınız için işe yarayacak bir kaynak olacak.

Türkiye Eğitim Sistemine Bakış

Son günlerde sıkça tartışılan konuyla ilgili istatistikler verelim . Detay yazıyı buradan okuyabilirsiniz. Ayrıca bu knouyla bağlantılı diğer konuyu buradan okuyabilirsiniz.

Örnek Eğitim Sistemleri (Finlandiya,Almanya,Fransa,Japonya) ve İstatistikler

Finlandiya Eğitim Sistemi Hakkındaki yazımı buradan okuyabilirsiniz.

9 Nisan 2013 Salı

Resfebe _ 2013 _ Nisan

 
Matematiksel işaretlerin de yer aldığı atasözü ipucu verilen resfebe aşağıda yer almaktadır.
 

 
"Oyun” dergisinin de içinde yer aldığı bir kelime resfebesi sorusu daha. Çözümü bulduğunuzda tebessüm edeceksiniz.

 
 
Aşağıda yer alan her renkli karenin bir harfi simgelediği biliniyor. 7 farklı harflere sahip renkli şekilleri 6×6 kare alanına yerleştirerek numaralı karelerde yer alan 6 harfli , saygın bir üniveristemizin Fen fakültesi dekanın ön ismini bulacaksınız.
İpucu olarak 5-6.karedeki harflerin alfabede ardışık olduğunu veriyoruz.Mor olan karede sağdaki 7 parça bulmacanın yerleşmediği tek karedir.
 
Cevaplarını merak ediyorsanız oyunmerdiveni@gmail adresine veya bu blogun alt kısmına yorum ekleyerek öğrenebilirsiniz.

Ayrıca çocuklarınızın / sizlerin okullarda soru sormasını da teşvik etmek için çocuklarınızın resfebelerini bu sayfada yer vermeyi hedefliyorum.

Resfebe arşivi için :

http://oyunmerdiveni.wordpress.com/


Bir Denge İşi Zeka

 
 
 
 
1905’te Alfred Binet ve Thedore Simon tarafından ilk defa tanıtılan IQ (Intelligence Quotient) testi daha sonraları milyonlarca insanı çok, orta ve az zeki diye kategorileştirilebilecek bir ortama yol açtı. Aslında bu testin ilk çıkış amacı okullarda özel eğitime ihtiyaç duyulan çocukları tespit etmekti.
O yıllarda yapılan bu test aileler ve eğitmenlerde heyecan uyandırmıştı. Ancak daha sonraları geliştirilen ve bir seri nümerik standart soruların cevaplamasına dayalı olarak uygulanan bu testin sonuçları kişilerin zekâsını ortaya çıkarmakta yeterli olmadığı anlaşıldı
 
 
Howard Gardner, 1980’lerin başlarında IQ yaklaşımını sorgulamaya başladı.
“Frames of Mind” adlı kitabında yaşamdaki başarı açısından hayati derecede önem taşıyan yalnızca tek bir zekâ türü olmadığını, ancak zekâ türlerinin daha geniş bir yelpazede ele alınabileceğini öne sürüyordu.
Bu alandaki öncü isimlerden bir diğeri de Robert Sternberg’dir. Sternberg, yüksek IQ’nun akademik başarı getirebileceğine fakat hayatın diğer alanlarında hedefe yönelik eylemlere yol açmayacağına inanmaktadır. Kendi standartları veya başkalarının standartları doğrultusunda başarıyı yakalamış insanlar sadece okullarda değer verilen hareketsiz zekâya güvenmekten çok birçok alanda beceri sahibi olmuş, bu becerileri geliştirmiş ve uygulamış kişilerdir.
Psikolog Robert Sternberg, “Başarılı Zekâ” kavramı üzerinde özellikle duruyor.
 

 
Aşağıdaki kaynakların kullanılarak oluşturulan makalenin devamını Türk Zeka Vakfı “OYUN” dergisinin 52.sayısında bulabilirsiniz.

http://webs.wofford.edu/nowatkacm/Assessment/Outline10IQ2.pdf
http://www.psych.umn.edu/psylabs/catcentral/binet.htm
http://www.psychologytoday.com/blog/cutting-edge-leadership/201203/why-intelligence-alone-won-t-lead-success
http://www.duygusalzeka.net
Akıl Bilgi ve Zeka üzerine Konuşmalar Kitabı, TZV , Nihal Sandıkçı
 

3 Mart 2013 Pazar

Beyinden Beyine Kabloyla Bilgi Aktarımı Mümkün mü ?

Bu tür haberleri ilk duyduğumuzda nedense Amerikan bilim kurgu filmlerini hatırlarız .

İlk aklınıza gelen film Matrix olmalı. Hele anlık bilgi aktarımı düşününce Trinity'nin helikopter eğitim programını hatırlamamak olmaz.

"Hayal ettiğimiz , yaşarken görme imkanı göremeyeceğimiz"  tahminler yavaş yavaş gerçekleşiyor mu?

Newscientist’in haberine göre, ABD’nin Duke Üniversitesi’nde sinir bilimci Miguel Nicolelis ve ekibi tarafından yapılan deneyde, iki farenin beyni kablolarla birbirine bağlandı ve bilgi aktarımı yapıldı.

Newsicentist merak edenler için video ile birlikte detaylıca açıklama yapmış.

130228fareeee_hlarge

Scientific Reports dergisinde yayımlanan araştırmada elde edilen başarı, gelecekte sinir sistemiyle kontrol edilecek protezlerin geliştirilmesinde büyük bir atılım sağlayabilir. Bilim insanları ayrıca, bu alanda yaşanacak gelişimle, bir gün beyinlerin bilgisayar ağları gibi bir araya getirebileceğini veya sinirsel faaliyetlerin elektronik sinyallere dönüştürülebileceğini ifade etti.

DENEY NASIL YAPILDI?

Duke Üniversitesi’nde yapılan deneyde, iki fare ilk olarak eğitimden geçti. Eğitimde, belli bir ışık yandığı zaman fareleri bulunduğu ortamda yer alan iki tuştan bir tanesine basması gerektiği öğretildi. Ardından, farelerin beyinleri saç teli kalınlığındaki elektrotlarla birbirine bağlandı. Elektrotlar, farelerin motor sinyalleri işleyen kısmına bağlandı.

1 numaralı fare ‘kodlayıcı’, 2 numaralı fare ise ‘kod çözücü’ olarak işaretlendi. İlk farenin görevi, görsel ipucu/bilgiyi alarak tuşa basmak olarak belirlendi. Başarılı olması halinde de ödül verildi.

Kodlayıcı kendisine verilen görevi yerine getirirken, farenin beynindeki elektriksel faaliyet bir sinyale dönüştürüldü ve kod çözücü fareye aktarıldı. Böylece, 2 nolu fare kendisine basması gerektiği öğretilen tuşa bastı. Ancak burada beyinler arası iletişimin olup olmadığını kontrol etmek için, 2 nolu fareye yardımcı olacak bir ışık yakılmadı. Fare, beynine gelecek bilgi doğrultusunda iki tuştan hangisine basması gerektiğini anladı.

SONUÇLAR BAŞARILI

Deneyin sonucunda, 2 nolu fare yüzde 64 oranında doğru tuşa bastı. Bu oran, bazen yüzde 72’ye kadar yükseldi. Bu sonuçlar, farenin şans eseri elde edebileceği başarının çok üstündeydi.
Nicolelis ve ekibi, kodlayıcı farenin beyninden iletilen sinyallerin doğruluğunu kontrol etmek için, kod çözücü fareye bilgisayar aracılığıyla aynı simülasyonu uyguladı. Sonuçlar aynıydı.

Yapılan bir diğer deneyde, farelerin beyinlerinin temas olmadan bilgi aktarıp aktaramayacağı gözlemlendi. Fareler bu sefer, burunlarını bir açıklığa sokmak ve bıyıklarını boşluğun genişliğini kontrol etmek için eğitildiler. Farelere, geniş olan delikleri tespit ettiklerinde sağda duran bir tuşu, dar olanlar için solda duran bir tuşu dürtmeleri gerektiği öğretildi.

ÖDÜL TEŞVİKİ
Fareler, eğitimlerinin ardından yine kablolarla bağlandılar. Kodlayıcı fare doğru tuşu dürttüğünde, araştırmacılar kod çözücü fareye gönderilen beyin sinyallerini kontrol etti. Kod çözücü, gelen bilgi doğrultusunda  yüzde 60-65 oranında doğru tuşu dürttü.

Deneyde, kodlayıcı fare, kod çözücü fare her başarılı olduğunda ekstra ödül aldı. Böylece, ödül isteyen 1 numaralı fare kendisine verilen görevi daha iyi yapmak için daha fazla gayret gösterdi. Ödül, farenin beynindeki sinyalin daha güçlü ve anlaşılır olmasını sağladı. Kod çözücü bu sinyali aldığında, başarı oranı da yükseldi.

İNTERNET BAĞLANTISI DENEDİLER

ABD’li araştırmacılar, yaptıkları deney kapsamında farelerin arasında internet bağlantısı aracılığıyla bilgi aktarımı yapmayı bile denedi.

Brezilya’daki bir laboratuvarla gerçekleştirilen deneyde, sinyaller her ne kadar mükemmel bir iletim şansı bulamasa da, yapılan ilk deneylere çok yakın sonuçlar elde edildi.

Deneylerde, ilgi çekici bulgular da elde edildi. 1 ve 2 numaralı fare, deliklerin genişliğini kontrol ettikleri deneyde, bıyıklarında hissettikleri temasın ardından tuşlara basıyordu. Ancak bir süreden sonra, beyni 1 numaralı farenin beynine göre yönlendirilen 2 numaralı fare, 1 numaranın hissettiklerine daha fazla bağımlı olmaya başladı.

Nicolelis, bu durumın hayvanların kendi vücutlarını anlamasında önemli bir yer edindiğini, insanların da kendi vücut modellerini anlamada diğer insanlarla olan etkileşimden yararlandığını belirtti.
‘ÖNEMLİ BİR ADIM’


Deney ekibinin aklına takılan bir diğer soru, beyinler arası iletim yapıldığı esnada farelerin ne hissettiğiydi.

Nicolelis, “Farelerin deneyde yaşadıkları ettikleri düşsel tecrübenin ne olduğunu bilmek ilginç olurdu ancak bunu bize anlatmaları mümkün değil” dedi.

Araştırmada yer almayan Duke Üniversitesi’ne bağlı Kavramsal Sinir Bilimi merkezinden Jean-François Gariépy, deneylerde elde edilen başarının büyük bir atılım olduğunu belirtti. Gariépy, “Yapılan işlem, beyinden bilgiyi almak, onu okumak ve tekrar beyne göndermek gibi... Oldukça da zor bir işlem çünkü sinirler tarafından tespit edilecek ve bir anlam ifade edecek sinyaller üretmeniz gerekiyor” dedi.

Ancak çalışmanın sonuçlarından fazla etkilenmeyenler de var. ABD’nin Pittsburgh Üniversitesi’nde sinir bilimi profesörü olan Andrew Schwartz, ‘deneyin basit kaldığını çünkü sadece evet/hayır seçenekleri arasında değerlendirme sunduğunu’ belirtti. İnsan-bilgisayar arayüzleri üzerinde araştırmalar yapan Schwartz, “Beyin-bilgisayar teknolojisi ve simülasyonları yapılan deneyden çok ötesine gitmeyi başardı” dedi.

Discovery News’e konuşan Schwartz, felçli hastaların göz kırparak iletişim kurması gibi örnekler verirken, “Deneydeki gibi bilgi taşıma, faredeki tek bir sinir hücresinden iletim yapılarak gerçekleştirilebilir. Alıcı fareye elektrik akımı ile iletim yaparsınız ve alıcı sinyali alırsa ‘evet’, almazsa  ‘hayır’ demektir” dedi.

Nicolelis ise deneyin basitliğini savundu: “Makine-insan arayüzü araştırmalarına bu şekilde başladık. Basit bir fare deneyi Dr. Schwartz’ın 15 yıldır kullandığı paradigmayı tanımlıyor. Basit şeyler bizi nihayetinde büyük sonuçlara taşıyabilir” ifadesini kullandı.

Son olarak da Nicolelis, araştırma kapsamında geliştirilen teknolojinin, belden aşağısı felçli genç bir sporcunun 2014'te Brezilya'da düzenlenecek FIFA Dünya Kupası'nın açılışına katılımını sağlamak için kullanılacağını da söyledi.

2 Mart 2013 Cumartesi

Resfebe Soruları _ 2013 _ 2

Hem bir oyun , hem de bulmaca hazırladım . Ülke,başkent , şehir isimlerini de gözden geçireceğiniz bir bulmaca sizlerle...



Resfebe_ülke

Bir türkü ismini eğlenceli olarak sormak istedim. İpuçlarından yol çıkarak türkü ismini bulunuz.



Resfebe_şarkı
 


Resimdeki detaydan bahsetmek soruyu çözmenizde yararı olacaktır. Resimdeki borular "iki ucu açık boru" lardan oluşan borulardır.

resfebe_deyim

Küçükten büyüğe sıralanması ipucu olarak verildiğini söyleyerek bilgi içeren resfebeyi çözmeye çalışınız.

Resfebe_yer
 
Diğer resfebeler için arşivimizi tıklayınız.

1 Mart 2013 Cuma

Robotların Hayatımızdaki Yeri

Üniversite yıllarında PLC mühendislik  laboratuvarlarda yaptığımız deneylerle başlayan robot merakım hep sürmüştür.

frank-robot-and-frank-13724-1920x1200

Bugün izlemiş olduğum Robot&Frank filmi sonrası da yakın gelecekteki  internet / bilişim teknolojilerin de baş döndüren hızlı gelişimi sonrası robot dünyasını hayal bile edemiyorum.

" Are Older Adults Willing to Accept Help from Robots? " Yaşlı İnsanların Robot Yardımlarını Kabul Eğilimi ile ilgili bir yaz okumuştum . O yazıda da yapılan çalışmaya göre yaşlı insanların bu konuya iyimser baktıkları görülüyordu.

Amerika bu robot dünyasını  hep bir adım ileride tutarak birçok film yapmıştır .

Terminatör , Transformers , I Robot , Robocop , Yapay Zeka ...  Bir de  geriye giderek neler yapıldığını araştırdım . 1973 yapımı Westworld filmi bile çekilmiş.

Mutfak Robotlarından , sanayi robotlarına kadar birçok robot türü olduğundan ben insansı robotların gelecekteki durumlarını hayal ederek birkaç tahminde bulunacağım.

  • Şüphesiz ki ilk kullanım alanlarından biri 65 ve üstü insanlar için çok fonksiyonlu bir robot sektörü doğacaktır.


Sağlık faaliyetlerini kontrol eden , hergün çeşitli ölçümler yapabilen ,  problem olduğunda belirli kişilerle iletişim kurabilen bir robot bu sektörün ilk hedeflerden biri olacaktır.

untitled

İkinci etapta ev işlerine yardım eden , hobilerinde insanlara yardımcı olan , belirli bir program doğrultusunda belirli dönemlerde rapor vermelerini içeren  fiziksel ve zihinsel aktiviteleri yaptıran , kısaca insan gelişimini sağlayıp zinde tutan bir köle değil , arkadaş yaratılması hayalgücü istekleri olan ailelerin bu sektörün gönüllü tüketicileri olacaktır.

ccc

  • Buna paralel olarak çocuklar için de temel görevi güvenlik olan ve güvenlik programı üzerine kişisel kariyer gelişimine kadar uzanabilen algoritmalarla donatılmış  hayalgücü havuzunda yüzebilirsiniz. Bununla ilgili de en fazla 5 sene içerisinde  gelecek yaşam için sinyal veren , benim hayallerimin mtesinde yeni bir film çıkacaktır.

  • Diğer bir alan da  yalnız veya  lüks insanların tercih edeceği robotlar olacaktır. Kişsel her türlü dersi veren , evin güvenliğini sağlayan ,  her türlü hobinizde sizlere arkkadaşlık eden , hatta sizinle beraber uyuyan robotlar görmeye de hazırlanmalıyız.


xx

Siz bu seriyi kendi hayalgücü ve gereksinimlerinize göre çeşitlendirebilirsiniz.

Bir gününzü düşünerek yukarıda yazdıklarımın üst noktalarını hayal edin.

Sabah kahvaltınızı istediğiniz gibi hazırlayan , sizi saatinde isteğiniz müzikle  kaldıran , iş yerinize giden yolların trafik durumunu ve hava durumunu sizin için araştıran ve size raporlayan , o günün iş yerinde iş dışında programı listeleyen ,  işte kaldığınız sürece yeni bir programlama için görev verdiğiniz  işleri yapabilen , işten dönünce sizinle satranç oynayıp hatalarınızı söyleyen , haberleri internetten indirip özet haline getiren , arama motoru görevini verip istediğiniz konuları araştırıp sizin için bulan , çiçeklerinizi sulayan , gece yatarken bir bardak ılık süt ile yatıran ve istediğiniz kitabı sizin için okuyan  bir robot düşlesenize...

Örnekler çoğaltılabilir , tek şey hayal gücünüzü kullanın.

Einstein demiş ki : "İnsan aklın sınırlarını zorlamadıkça hiçbir şeye ulaşamaz."

Beynimizin %1 lik kısmını kullanabildiğimiz bu günlerde , beynin işlevleri tanındıkça insanoğlunun hangi noktaya geleceğini tahmin edemeyiz.

Satranç Filmleri

Uzun zamandır satranç ile ilgili eğlenceli bir film arıyordum . Daha önceleri  1993 yapımı Searching for Bobby Fischer (Masum Hamlemeler ) filmi tadı damağımda kalmıştı. Bu filmi izledikten sonra satranç oynama isteğim daha da arttı .



Satrancın Kraliçesi Joueuse siparişini DVD satan arkadaşıma söyledim , siparişini verdim. 1,5 ayda filmi buldu ve bugün teslim etti. 5 film birden almama rağmen eve gelir gelmez bu  filmi izlemeye başladım.

Samimi , yalın  , satranç oynama isteği yaratan bir film olmuş.Önereceğim filmler arasında yer alıyor.

28 Şubat 2013 Perşembe

Heykeltıraş Yaratıcılığı Bruno Catalano

Heykeltıraşlar , ressamlar hep yaratıcı olmak zorundadır. Aşağıdaki  heykellerin mimarı da kendine özgü stilini yaratmış bir heykeltıraş Bruno Catalano 'dur.

bruno-catalono-ilginc-heykel-1-507x496


Merak edenler için Fransızca ve İngilizce olarak web sayfasını inceleyebilirsiniz.

brunocatalanoart15

Birçok ülkede Fransa , İngiltere , Almanya , İsviçre , Belçika , Çin , heykelleri bulunmaktadır. Bazı resimleri birkaç sitede bakabilirsiniz.

 

bruno-catalono-ilginc-heykel-2-507x404

Stilini açıklayan net bir söyleşi , yazı bulamadım ama bazı sitelerde ilginç yorumlar gördüm. Okumak isteyenler için ...



bruno-catalono-ilginc-heykel-3-507x553



bruno-catalono-ilginc-heykel-4-507x470

9 Şubat 2013 Cumartesi

Özgün Resfebe Soruları _ 2013

Resfebe _ YA

Rengarenk , çözdükten sonra tebessüm edeceğiniz bir eğlencelik resfebe .

resfebe_yokyok

Güzel bir atasözün işlem içeren bir denklem sorulmuş resfebe hali karşınızdadır.

Resfebe_bilgi

Tarih , coğrafya ve sokak ışıkları  ile ilgili  güzel bir bilgi resfebe sorusu karşınızdadır.

resfebe _ atasözü

Türk Dil Kurumu sayfasında yer alan anlamlar verilerek sorulan bir resfebe sorusu karşınızda yer alıyor.

resfebe_sayılar

Matematik , resfebe , bilgi ile iç içe güzel bir resfebe sorusu oldu.

resfebe_kuzular

Yine  bilgi ,şifre , kurgu ile donatılmış bir resfebe sorusu daha...

Diğer resfebeler için arşivimizi tıklayınız.

22 Ocak 2013 Salı

Pioneer 10 Levhası _ Carl Sagan

İlginç bir konuya değineceğim." Dünya dışı varlıklar var mıdır?"  sorusu her dönem sorulardan biridir.

Şimdi anlatacağım konuyu da daha önce duymadığınızdan eminim.

Bir vido ile sizleri aydınlatayım ,detaylara geçelim.

[youtube=http://youtu.be/ogPIvzhHaTE]

Pioneer görevi tasarlanırken, Carl Sagan‘ın önerisi ile, Dünya-Dışı Akıllı varlıklara (eğer var iseler), bu bilginin nereden geldiğine dair ipucu verebilmesi amacı ile üzerine aşağıda gördüğünüz çizimleri taşıyan bir levha da eklendi. Aslında levhanın amacı, Pioneer uzayda sürüklenirken, milyonlarca yıl sonra eğer diğer galaksilerden birinde görülür ve incelenirse, dünya dışı varlıklara bilgi vermek.

When signals from the two Pioneers can no longer be received at Earth, they will
have another mission as they continue into interstellar space. Devamı ...http://www-pw.physics.uiowa.edu/pioneer/other/plaque.html

Altın kaplama, 15.25 cm x 22.8 cm ebatlarında bu levha, 0.127 cm kalınlığındadır.

pioneer10-plaque-position

Peki bu levhanın içeriginde ne var ?

Üzerindekiler ise şunlar:

  • Hidrojen atomunun ifadesi

  • Uzay aracının profilden çizimi

  • 8 basamaklı düzenin ikili ifadesi

  • Güneşin galaksinin merkezin ve 14 pulsar

  • Güneş sisteminde yer alan gezegenlerin adları ve görece uzaklıkları

  • Erkek ve kadın figürlerinden oluşan iki adet çizim.


Pioneer_plaque_svg

Dünya dışı varlıkların olabileceği ihtimali yüksek. Fakat yaşam belirtilerini ararken hem insanoğlu yapısını düşündüğümüz için , yanlış yolda olduğumuzu düşünüyorum .

Çağın meslekleri uzay geometrisinden , transporta kadar önemli meslekler hale gelecektir.

14 Ocak 2013 Pazartesi

Populer Sicilya Savunması

 

Sicilya Savunması -- Alapin

[youtube=http://youtu.be/pNILn33kAq8]

Sicilya Savunması -- Najdorf

[youtube=http://youtu.be/KfLYXrMoxT0]

Sicilya Savunması -- Dragon

[youtube=http://youtu.be/esbm4nL5G-A]

 

 

 

 

4 Ocak 2013 Cuma

Noel Baba Nasıl Ortaya Çıktı?

Geçenlerde izlediğim bir Sunay Akın programı üzerine ben de araştırmalarımı yaparak bugüne kadar hiç bilmediğim bilgileri edindim. Arşivlemek ve sizlere sunmak için derleyip , toparladım .

Noel Baba, efsaneye göre Türkiyenin Antalya ilinde eşi ile birlikte yaşar. Elfleri ile birlikte çocuklar için oyuncaklar yapar. Çocuklar kendisine mektupla Noel için hangi hediyeyi istediklerini bildirirler. Noel Baba da ren geyiklerinin çektiği uçan kızağını hediyelerle doldurur ve evlere bacalardan girerek herkesin hediyesini dağıtır.

Efsaneyi biraz açmak istiyorum. Tüm dünyanın tanıdığı ve sevdiği en ünlü ihtiyar olan Noal Baba’nın Antalya’da yaşadığını söylerken, elbiselerini Akdeniz ikliminde giyilecek olmadığının da altını çizmeliyiz. Bizim bildiğimiz Noel Baba, ren geyiklerinin çektiği kızağıyla kuzeyden gelen, üşümemek için kırmızı elbisesini kol ağızlarına ve başlığının etrafına kürkler diken, ak sakallı dede değil midir? Akdeniz ikliminde, mevsim kış da olsa, böylesine kalın bir kıyafetle gezinmek olası değildir. 

Baca olayını da netleştirmek gerekiyor. Bir kişi neden "Tanrı misafiri" olarak kapıdan girmez de hiç olmadık yerden hediylerini dağıtmaya çalışır. Bunun sebebi yine tarihteki doğal hayattan gelir. İskandinav ülkelerinde, kutuplarda yaşayan, torbasında taşıdığı oyuncakları mutlu olsunlar diye çocukların evlerinin kapılarından içeri atan bir adamın öyküsü yıllardır anlatılır durur… Bu masal, göçmenler tarafından Amerika’ya taşınır. İskandinav ülkelerinde, Eskimolardaki gibi evlerin kapıları yukarıda olduğu için, öyküde çocuklara armağan dağıtmanın yolu Amerika’da bacaya dönüşür. Bu şekilde açıklanması en mantıklı yol gözüküyor.

Gelelim Noel Baba'nın ilk çıkış noktasına... Noel baba aslında bir şiir kahramanıdır . Şiirde doğup , karikatür olarak çizilmiştir.

Kış, insanların yüzlerinin asıldığı ve neredeyse gülmenin unutulduğu sert bir mevsimdir. Amerikalı İlahiyat Profesörü Clement Clarke Moore (http://www.poetryfoundation.org/bio/clement-clarke-moore), kışın da neşeli bir yanının olabileceği düşüncesiyle Noel Baba’yı anlatan şu dizeleri kaleme alır:

harpers_weekly_thomas_nast_santa

Gözleri nasıl da parlar

Gamzeleri ne kadar şen

Yanakları güle benzer, burnu ise kiraza

Geniş yüzüyle kahkaha attığında

Hop hop oynar yuvarlacık göbeği

Tombul ve tıknazdır

Yaşlı, neşeli bir cin gibi

Ve ben onu gördüğümde gülmekten alamam kendimi

Hepimizin yakından tanıdığı, biblolarda, balonlarda, hediyelik eşyalarda, oyuncaklarda gördüğümüz Noel Baba, kışa bir gülümseme katmak amacıyla Clement Clarke Moore tarafından yazılan bir şiirden doğmuştur. Yanakları “güle”, burnuysa “kiraza” benzeyen Noel Baba ne Demre’ye, ne de Bari’ye aittir. Evet, çocukların sevgilisi olan bu sevimli karakter bir şiir kahramanıdır.

(Noel Baba birçok dilde, aziz, Nikola, Klaus, Noel ve baba sözcüklerinin türevlerinden oluşturulmuş isimlerle anılır.
Piskopos Nikola (Bari'li Nikola ya da Myra'lı Nikola olarak da bilinir), Likya'nın Myra yöresinde (Antalya, Kale [Demre]) yaşamış bir 4. yüzyıl Hristiyan azizidir. Yunanistan'ın, Rusya'nın, çocukların ve denizcilerin azizidir. 6 Aralık, Aziz Nikola Günü olarak kutlanır. 6 Aralık tarihinde bir çok ülkede çocuklara hediyeler verilir. )

Noel Baba, rengeyiklerinin çektiği kızağı bir ressama borçludur: Amerikalı ressam Thomas Nast, Moore’un şiirinden etkilenerek Noel Baba’nın resmini yapar ve onu rengeyiklerinin çektiği bir kızağa oturtur. “Tombul ve tıknaz” olan Noel Baba, kahkaha attığında “hop hop” oynayan “yuvarlacık göbeği”yle tüm dünyada tanınmasının nedeni olan turuna 1930’larda çıkar. Kurumsal renkleri olan kırmızı ve beyazdan Noel Baba’ya bir elbise diken Coca Cola, “yaşlı, neşeli bir cin”e benzeyen ve Haddon Sundblom’un çizdiği sevimi ihtiyarı, düzenlediği reklam kampanyasının kahramanı olarak tüm dünyaya tanıtır.

Kırmızı-beyaz rengin 1930'lar da değil de 1910'larda çıktığı ispatlanmıştır . Üstelik reklam yapan bir Türk firması olup noel babanın görev sorumluluğu ile çelişmektedir.Fakat ilk çıktığı resim ile kıyaslarsanız eleştirilme sınırlarınız daha da daralacaktır(Sonraki yıllarda Noel Baba'nın yeşil renkleri olan karikatürleri olup , kırmızı-beyaz renge nasıl dönüştüğü hala bilinmemektedir.Fakat ünlü içecek markasından önce olduğu tahmin edilmektedir.)

MuradCigarettes-1910sC 435652963923406587_TKfVgsAQ_b

Aziz Nikolas’ın kemiklerinin bir kısmı Haçlı Seferleri sırasında Barili tüccarlar tarafından İtalya’ya kaçırılmış.Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay 2009 yılında yaptığı bir açıklamada:
"Biz elbette dünyada da uyanan bilinç çerçevesinde her obje kendine ait olduğu yörede sergilenmesi anlayışına uygun olarak geri isteyeceğiz. Bu açıdan Noel Baba’nın kemiklerinin geri istenmesini çok haklı bir talep olarak görüyorum." demişti. Aziz Nicholaos’ın kemiklerinin bir kısmı halen Antalya Müzesinde sergileniyor.

Antalya müzesi demişken Sunay Akın'ın oyuncaklarla ilgili yazısını da ekliyorum.

http://oyuncakmuzesi.antalya.bel.tr/content.asp?INC=yazi&MAINMENUID=61&MENUID=2

"Gelişmiş ülkelerde oyuncak, çocukların hayalleri gelişsin diye alınır; geri kalan ülkelerde ise oyuncak çocuklara oyalansın diye alınır. Oyuncakları hayalleri gelişsin diye alan ülkeler dünyayı yönetir; diğerleri ise onların kapılarında oyalanmaya mahkûmdur."

Thomas Nast'ın beni etkileyen dramatik bir karikatürünü de eklemek istiyorum.

Savaş yıllarında cephedeki kocasını bekleyen bir anne ( çocuklar,baca gibi detaylara bakınız) karikatürün sağ tarafında , cephede bekleyen koca ise karikatürün sol tarafında beklemektedir.

christmas_eve25

Ayrıca incelenecek bir konu da çam ağacı süslemesi olup kısaca bahsedelim.Bu gelenek de Anadolu kökenli olup incelenmek üzere sizin de görüşlerinize bırakıyoruz.

Yılbaşı kutlamalarının vazgeçilmez bir parçası olan çam ağacı süsleme geleneği de, Aziz Nicolaus gibi Anadolu kökenlidir!

Yılbaşı Ağacı

Yazılı dinler öncesinde yeni yıl, doğanın yeniden doğuşu olarak kutlanırdı. Günlerin geceye göre daha aydınlık olması, havaların ısınması, toprağın canlanması ve ekin mevsiminin başlaması demekti. Hititler, bu dönemde kutsal saydıkları çam ağaçlarını, içleri yemişler ve tahıllarla dolu küçük torbacıklarla süslerdi!..