29 Ekim 2015 Perşembe

Dokunulmamasını istediğimiz beden haritamız (Araştırma)

Bu tip çalışmaları okumayı seviyorum. Gözlemlerimizin verilerle karşılaştırmasını yapıyor,okuduklarınızın veya başka kişilerin görüşlerini analiz edebiliyorsunuz.
Her ne kadar kültürden kültüre değişiklik de gösterse size ortalama bir fikir verebiliyor.
Araştırma Oxford and Aalto University tarafından yazılmış. Detaylarına bakabilirsiniz.Finlandiya , İtalya , İngiltere,Fransa  ve Rusya’dan 1368 kişiyle  çalışma oluşturulmuş.
Çeşitli kişilerin (arkadaş,anne ,baba,kız kardeş,erkek kardeş,yabancı,tanıdık,…) elleriyle bedenlerini elledikleri yer göre rahatsız veya rahat hissettikleri üzerine soru sormuşlar.
Alttaki grafikte gördüğünüz üzere bedenin önünden ve arkasından dokunabileceği kişilerin koyu renkten açık renge kadar derecelenmesini vermişler. Eşler dışında birinci derecede mahremiyet sınırımızın olması , insanoğlunun en tipik özelliği. Ahlak duygumuzun kanıtı.Kadınların , yabancı kadınlara ait bir rahatsızlık duymamaları da şaşırtıcıdır.
Kırmızı ve siyah bölgeler dokunulmamasını istenmeyen yerler olup , mavi bölge yasaklı bölge olarak ifade edilmiş.
Kırmızı ve siyah bölgeler dokunulmamasını istemediğimiz yerler olup , mavi bölge yasaklı bölge olarak ifade edilmiş.
Erkekler için bu durum daha çarpıcı. Kız kardeş ve akraba kadınların dokunabilecekleri yer , yabancı kadınlara göre daha az.
Gerçekten şaşırtıcı.
screen shot 2015-10-27 at 5.00.18 pm
Kız kardeş ve akraba kadınların dokunabilecekleri yer , yabancı kadınlara göre daha az.

22 Ekim 2015 Perşembe

Ahlaki İlkeler Doğuştan mı Geliyor ?

Tüm anne-baba ve eğitimcilerin " Bebklerin Ahlaki Yaşamı"  kitabını okumasını , burada yer alan videoyuyu birkaç kez izlemenizi tavsiye ederim.Video sonunda nezaket , fedakarlık , bencillik , adalet , bağnazlığı doğuştan barındırdığımız yer alıyor. Yazının başında da Paul Bloom “Geçenlerde araştırmacılar 1 yaşındaki bir erkek bebeğin kendi eliyle adaleti yerine getirişine tanık oldular.”diyerek çarpıcı şekilde konuya giriyor.
Çok fazla kaynaktan ,  bu konuyu araştırabilirsiniz , fakat video çalışmayı güzel özetlemiş. Üstelik alt yazı Türkçe’si de mevcut.
Aslında bebekler konuşamadıkları için , bebeklerle ilgili deney fikri zayıfmış. Hatta bebkleri bizleri uyutmayan, zır zır bağıran küçük canavarlar olarak gördüğümüz de oluyor :) Fakat 1980’lerde bebeklerin gözbebeklerini ve gözlemlerini kullanarak bir çalışma yapılmasına karar verilmiş. Bebekler ilgisini çeken obje ve canlılara uzun süre bakar ,sıkıldıklarında ise başka obje veya canlı ararlar.
Kitapta birçok örnek olay var. Yardımlaşan kukla ve köstek olan kukla üzerinden 3-6 ayık bebekler üzerinde önyargı üzerinden tercih etmeleri isteniyor.
Videoda yer alan bir çalışmayı kısaca anlatmak gerekirse  3 kukladan sarı olanı çizgili kuklaya yardım ederek kutuyu beraber açıyorlar. Diğer taraftan mavi kukla ise çizgili kuklayı engelleyerek kutunun üzerinde duruyor ve açmasına izin vermiyor. Konuşamayan , yorum yapamayan bebeğe sarı ve mavi kuklalar uzatılıyor ve beklenildiği gibi iyilik kazanır %75 gibi büyük oranda deney geçrekleşiyor.
Diğer bir yol da bebeklerin uzandıkları objeler… Hoşlandıklaı nesnelere uzanırlar veya hoşlandıkları kişinin uzattığı objeyi tercih ederler.Kitapta yer alan çalışmada benzer örnekler en iyi şekilde ifade edilmiş.
İngilizce olarak yeni bir çalışma daha yapılmış. Merak edenler için ekliyorum
Son olarak bir kitaptan okuduğum ahlak ile ilgili bir yazıyı size de ileteceğim :
Ateş,su, ve ahlak bir yolda buluşmuşlar.Tanıştıktan sonra bir muhabbete tutuşmuşlar.Başlamışlar kendilerini tanıtmaya.
Ateş başlamış söze.
Bendeniz ateş: Ben demiş aşığımdır kimi zaman karanlıklarda,kimi zaman soğuklarda ısınmaya sebebim.Kimi zaman güneşim,kimi zaman bir kor parçasıyım yakarım hoşuma gitmediğinde önüme ne gelirse.Çok iyiyimdir.Benden çok kere istifade edilebilir der ve ekler ateş.Fakat bir sinirlenirsem yakarım etrafımda ne varsa kimi zaman yangın olurum ansızın yakalarım en boş anlarda der.Onun için benimle aranızı iyi tutun der.
Bendeniz  su: Hayat kaynağımdır.Yokluğum çok kötüdür.Ben olmazsam yaşayamaz mahlukat.Her hayatta ben varım der.Benim olduğum yerde hayat.Sonra başlar ateşin yaptığı gibi zararlarından bahsetmeye.
Fakat der ben bir kızarsam sel olurum bazen,bazen bir fırınayla gelirim ne varsa yutarım der.Onun için benle aranızı iyi tutun” der.
Bendeniz ahlak:” Hayat düzeninde benim yeim başkadır der.Benim hiç bir kötülüğüm yotur.Kimseyide tehdit etmem der. ”
Sonra ateş girer söze
“Ben bu arkadaşlığı çok sevdim der.Hani olurda bir gün birbimizi kayubedersek nasıl buluşacağız” der.
Su derki “Beni kaybederseniz eğer bir yağmur gördüğünüzde kaçmayın yaklaşın ben orada olurum” der.
Ateş derki beni kaybederseniz eğer bir duman görürsenin,bir sıcaklık hissederseniz hemen gelin ben orada olurum der.
Sıra gelir ahlaka;
“Siz siz olun beni sakın kaybetmeyin der.EĞER BENİ BİR DEFA KAYBEDERSENİZ BİR DAHA BULMANIZ MÜMKÜN OLMAYABİLİR”

8 Ekim 2015 Perşembe

An Alternative Way of Understanding Color --- Renkleri Anlamanın Alternatif Yolu

Yusuke Imai and Ayami Moteki tasarımını yaptığı renkleri anlamanın  farklı bir eğitim aracına İsimsiz Boya adı verdi.

Biliyorsunuz iş dışındaki yaşamımda çocuklarla ilgili makaleler , çocuklara yönelik aktiviteler , çocuklarla ilgili kendi özgün sorularımı soruyorum. Çocukluğumuzun verimli ve mutlu geçmesi , ileriye yönelik iyi bir geleceğin göstergesi. Çocuk eğitimi ve çocuğunuzu anlama bölümlerini farklı farklı makalelerle,haberlerle verelim. Şüphesiz en önemli konulardan biri çocuk eğitimi...

Haberimize dönersek ünlü boya markaları pazarda rekabet edebilmek adına müşteri memnuniyetini sağlamak için renklere kamaştırıcı isimler verirken , Imai ve Moteki arkadaşlar Japon sadeleğine uyarak yalın bir yol seçti.
Ailemin birkaç boyayı karıştırarak duvarı amatörce boyadığı zamanları düşünce bu haber zamanın ve teknolojinin ne kadar geliştiğini gözler önüne seriyor.

Haberin devamına geçmeden daha önce Forbes'in  Renkleri Anlamayla ilgili çok basit bir haberini okumuştum.
Kırmızıdan menekşeye , sarıdan yeşile ve maviden kırmızıya kadar 20 farklı renk görüyorsunuz.Üsten ve önden görünüşü görüyorsunuz
Kırmızıdan menekşeye , sarıdan yeşile ve maviden kırmızıya kadar 20 farklı renk görüyorsunuz.Üsten ve önden görünüşü görüyorsunuz
Japonların bulduğu bu tasarım 2012 Kokuyo Design Award ile  Japon tasarımcılara ödül kazandırmış.

Tasarımcılar bu yöntemle çocukların renkleri ve yeni renkler oluşturmanın yollarını çok  yaratıcı bir şekilde kavramayı öğrendiklerini düşünüyorlar.
nameless-paint-set-1-new
Fotoğrafta gördüğünüz gibi çok basit bir ana renk ve oran gösteren görselle ifade edilmiş.
İsim - Etiket karşılaştırmasına alışılan sistemin karşısına geçen “İsimsiz Boya”nın isim babaları Yusuke İma ve Ayami Moteki boyaların üzerindeki isim etiketlerinin bizi tembelliğe alıştırdığını düşünüyor.
Tüplerin üzerinde isim olmadığından  çocuklar renklerin anlamını doğallıkla öğreniyor. Tüplerin üzerinde basılan denklemler sayesinde çocuklar yeni renkleri nasıl yaratabileceklerini keşfediyor.
nameless-paint-set-3
Belki dikkatiniz çekmiştir. Renk oranlarını kullanrak açık/koyu renkleri de kullanabiliyorsunuz. Bir nevi renkleri öğrenirken , bir yandan da az-çok ölçütlerini de öğrenmiş oluyor.

Boya firmalarının bu tasarımı kullanması durumunda kendi alanlarında farklılık yaratacakları açıktır.

Ayrıca bir noktayı vurgulamadan geçmek istemiyorum. "İsimsiz Boya" yerine daha yaratıcı bir isim düşünülebilir miydi , gözden geçirmek gerekir.
Bu tür yeniliklerin yer aldığı haberleri okumak ve paylaşmanın mutluluğunu da ayrıca belirtmek istiyorum.

Mars'ta Su Var !


Associated Press'in haberine göre, Kızıl Gezegen'de sıcak aylarda görülen ancak yılın geri kalan bölümünde kaybolan siyah çizgilerin, periyodik olarak akan tuzlu suların sonucunda oluştuğu ortaya çıktı.

Amerika Washingto'da  düzenlenen basın toplantısında konuşan NASA'nın Gezegen Bilimi Direktörü Jim Green, "Mars, geçmişte düşündüğümüzün aksine, kuru ve çorak bir gezegen değil. Mars'ta belli şartlarda, sıvı halde su bulundu" dedi.


Araştırmacıların analiz ettiği bilgiler, NASA'nın 2006'dan beri Mars yörüngesinde bulunan Mars Yörünge Kaşifi adlı uydusu tarafından aktarılmıştı.
NASA'nın resmi Twitter hesabından dün atılan "Mars'ın gizemi çözüldü mü?" tweet'inin ardından gözler dün yapılacak açıklamaya çevrilmişti. NASA, Kızıl Gezegen'e dair 'büyük bir bilimsel bulgunun' açıklanacağını duyurmuştu.
Donmuş tuzlu su -- Mars
Donmuş tuzlu su -- Mars
Mars'ta yaşam belirtisi var mı?
Geçmişte NASA'nın Mars programının başında bulunan Doug McCuistion, "Yeraltında kolayca erişilebilen ve serbestçe akabilen sıvı halde su bulduklarını açıklayacaklarsa, ki bu yıllardır duyduğumuz teorilerden biridir; bu Mars'taki yaşam potansiyeli ve insanların hayatını sürdürebilmesi için büyük bir bulgu olacak" demişti.

Herald'a konuşan McCuistion, "Bu, hem Mars'ta yaşam bulunması hem de insanların bu gezegene gitme sürecini hızlandırması açısından oyunun kurallarını değiştirecek nitelikte bir gelişme olabilir" diye eklemişti.

Mars yüzeyinde suyun donmuş halde bulunduğu uzun süredir bilinen bir gerçek. Kuzey kutbu buzulu neredeyse tamamen su , güney kutbu buzulu  ise %85 buzlaşmış karbondioksit , %15 su buzulu.KArbondioksit gazını bile donduracak bir atmosferde sıvı su bulunması neredeyse imkansız. Evet bundan 3,8 milyar yıl önce Mars dünyaya benziyordu . Atmosferi kalındı ve suları sıvı haldeydi.(Yağmurlar yağıyor ve ırmaklar akıyordu) Fakat şimdi atmosfer incelmiş , sular donmuş şekilde.

Manyetik alanı olmayan , Güneş ve uzaydan gelecek tehlikelere (radyasyon,göktaşı,...)  karşı Ozon tabakası olmayan , -63 derecedeki bir gezegende sıvı su bulmak hayal olur.
2015'in ilk aylarında NASA'nın Mars yüzeyindeki aracı Curiosity, gezegenin yüzeyinde bir tür tuz molekülü olan kalsiyum perklorat bulmuştu. Bu bulgu, Mars yüzeyine yakın yeraltı su kaynakları olabileceği fikrini destekler nitelikteydi.

NASA'nın tuzlu suyun akarken bıraktığı gizemli siyah çizgilerden yola çıkarak Mars'taki likit suyun 40 Olimpik havuz kadar olduğunu , yani çok az olduğunu bildirdi. Yüzeyde yaşamın olmadığını tahmin edebiliriz fakat tek hücreli canlıların tuzlu suda veya altındaki tabakada yaşama ihtimali yüksek , yani tek hücrelilerin yaşaması muhtemel. Belki de yeni bir canlı türü keşfetmiş olacağız.
Perspective_1-1024x5321-1024x532Aslında NASA , 2024 yılına hazırlık yapıyor. Orada kurulacak kolonilere alt yapı hazırlıyor. Uzaydan gelen ölümcül radyasyon en önemli engel görünüyor.
Mars'a yoluculk etmek 6 ay gibi bir zaman alıyor. Mars'a gitmek ve orada kalmak isteyen binlerce insan var.
Güvenlik ve su problemi aşıldığı sürece Mars'ta hayat var diyebiliriz.
İki konuyu kısaca ekleyeyim.
  1. Mars yolculuğunda Türkler yok. (2024'te Dünya’ya veda edip tekrar geri dönmemek üzere Mars’a yerleşmek için üçüncü tura kalan 50 kadın ve 50 erkekten 39’u Amerika, 31’i Avrupa, 16’sı Asya, 7’si Afrika ve 7’si de Avustralya kıtasından belirlendi.)
  2. NASA'nın açıklamasının 2 Ekim Cuma günü vizyona girecek olan The Martian film galasından önce olması tesadüf değil.

Eğitim ve Education Anlam Farkı

Geçenlerde izlediğim Dr Özgür Bolat'ın konuşmasında ilginç bir bilgi edindim .

Mutlu Olmak adlı konuşmasında eğitim ve education kelimelerinin anlamlarından bahsetti.
Eğitim: Kelime kökü eğmek
Education: Kelime kökü "Lead Out" yani İçerden dışarıya çıkarmak

[youtube https://www.youtube.com/watch?v=e3ZC6rMcZ9Y?list=PLcedzKocIqNriZ7HadZItSlIgz-cfj9o_&w=560&h=315]

Bu tanımlardan da anlaşılacağı üzere eğitim sistemlerinin tasarımı şu anki güncel durumumuzla eş değer. Kelimenin  anlamından çok bakış açımızı değiştirerek bir an önce eğitim konusunu ele almalıyız. Son 80 yılda bir arpa boyu yol alamayan ülkemiz , diğer ülkelerin (Avrupa'nın çoğu ülkesi , Japonya,Kore,....) eğitim seviyesinin gelişimini seyrediyor.

Amerika'yı tekrar keşfetmeye gerek yok. Yapılacak tek şey , yöntemleri deneyecek bir sistem kurup(örnekleri alıp) gelişimi görmek olacak.
Çok okunan diğer eğitim ile ilgili yazılar ;
https://oyunmerdiveni.wordpress.com/2013/12/08/finlandiya-egitim-sistemi/
https://oyunmerdiveni.wordpress.com/2014/09/11/turkiyenin-gelecegine-bakis-insani-gelismis-endeksi/
https://oyunmerdiveni.wordpress.com/2014/08/06/ogretmen-olmak/