9 Nisan 2013 Salı

Bir Denge İşi Zeka

 
 
 
 
1905’te Alfred Binet ve Thedore Simon tarafından ilk defa tanıtılan IQ (Intelligence Quotient) testi daha sonraları milyonlarca insanı çok, orta ve az zeki diye kategorileştirilebilecek bir ortama yol açtı. Aslında bu testin ilk çıkış amacı okullarda özel eğitime ihtiyaç duyulan çocukları tespit etmekti.
O yıllarda yapılan bu test aileler ve eğitmenlerde heyecan uyandırmıştı. Ancak daha sonraları geliştirilen ve bir seri nümerik standart soruların cevaplamasına dayalı olarak uygulanan bu testin sonuçları kişilerin zekâsını ortaya çıkarmakta yeterli olmadığı anlaşıldı
 
 
Howard Gardner, 1980’lerin başlarında IQ yaklaşımını sorgulamaya başladı.
“Frames of Mind” adlı kitabında yaşamdaki başarı açısından hayati derecede önem taşıyan yalnızca tek bir zekâ türü olmadığını, ancak zekâ türlerinin daha geniş bir yelpazede ele alınabileceğini öne sürüyordu.
Bu alandaki öncü isimlerden bir diğeri de Robert Sternberg’dir. Sternberg, yüksek IQ’nun akademik başarı getirebileceğine fakat hayatın diğer alanlarında hedefe yönelik eylemlere yol açmayacağına inanmaktadır. Kendi standartları veya başkalarının standartları doğrultusunda başarıyı yakalamış insanlar sadece okullarda değer verilen hareketsiz zekâya güvenmekten çok birçok alanda beceri sahibi olmuş, bu becerileri geliştirmiş ve uygulamış kişilerdir.
Psikolog Robert Sternberg, “Başarılı Zekâ” kavramı üzerinde özellikle duruyor.
 

 
Aşağıdaki kaynakların kullanılarak oluşturulan makalenin devamını Türk Zeka Vakfı “OYUN” dergisinin 52.sayısında bulabilirsiniz.

http://webs.wofford.edu/nowatkacm/Assessment/Outline10IQ2.pdf
http://www.psych.umn.edu/psylabs/catcentral/binet.htm
http://www.psychologytoday.com/blog/cutting-edge-leadership/201203/why-intelligence-alone-won-t-lead-success
http://www.duygusalzeka.net
Akıl Bilgi ve Zeka üzerine Konuşmalar Kitabı, TZV , Nihal Sandıkçı
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder