9 Eylül 2015 Çarşamba

Bej Rengi Yara Bantları , Irkçılık , Ülkeler Krizi

Diğer blogumda yayınladığım haberi detayıyla burada da yayınlamaya karar verdim.

eni ayakkabı aldınız , eve geldiniz ayaklarınız şişmiş su toplamış , ayakkabı da vurmuş. Sonra mutfağa girdiniz , domates doğrarken elinizi kestiniz. Sakarlığınız da bugün üzerinizde. Evet aklımıza ilk gelen bir duş alıp yara bandı ile yaraları kapatmak olacak.. Hemen hemen tüm annelerde , bayanların çoğunda , erkeklerin bir kısmının cüzdanında taşıdığı yara bantları. (Bu veriler benim istatistiki gözlemlerimdir) . Bakkalrda dahi bulunuyor olması nedeniyle taşınması gerekmeyen ama olmadık zamanda ihtiyacımız olan bir bant.
indir
Yara bandının tarihçesini anlattıktan sonra asıl bu yazıyı hazırlamama neden olan ırkçılıkla ilgili önemli haberi anlatacağım.
Yara bandı nasıl keşfedilmiş ?
Mucitler ve İcat Öykükeri kitabında özetçe anlatılmış. Fakat ben biraz daha bilgi eklemek istiyorum.(Her ne kadar da Almanların 1901 'de kısmen bulduğu söylense de )
Dünyanın ilk yapışkanlı hazır yara bandı Johnson Johnson'ın piyasaya sürdüğü J&J Band-Aid yapışkanlı bandajıdır. Bu  firmada çalışan Earle E. Dickinson'ın 1920'de icat ettiği bu ürün 1921'de piyasaya sürüldü. Johnson & Johnson firması, 1885'te ameliyat pansuman ürünleri üretmek üzere kurulmuştu ve 1920'den çok daha önceden beri yapışkan cerrahi bant, gazlı bez ve benzeri ürünleri üretiyordu.
Fakat  yapışkanlı yara bandı kapsamlı bir araştırma geliştirme çalışmasının değil, karısı Josephine'in sık sık kazaya uğraması nedeniyle, Dickinson'ın pratik zekasının bir ürünü oldu.(İcatlar her zaman gereksinimden doğar)
Josephine'in yaralarına pansuman yapmak Dickinson'ın çok zamanını alıyordu bu yüzden şirketin mevcut yapışkanlı bandaj ve gazlı bezlerinden kullanıma hazır bandaj yapmaya karar verdi. Önce yapışkanlı bandaj rulosunun bir miktarını açıp üzerine kısa gazlı bez şeritlerini yerleştirdi, kendi kendine yapışmasın diye üzerini krinolinle kapladıktan sonra ruloyu yeniden sardı. Bundan sonra tek yapması gereken, gerektiğinde ruloyu açıp hazır pansumanı kesmekti.
Başlangıçta Dickinson'ın icadı pek tutulmadı, ama 1924'te Johnson & Johnson, bunları rulo yerine kesik şeritler halinde satmaya başlayınca, Band-Aid yara bantlarının evlerin vazgeçilmezleri arasına girmesi çok sürmedi. 1928'de İngiltere'de (Önce varikoz ülser tedavisinde kullanılan) başka bir yapışkanlı bandaj türü icat edildi.
1856'da Thomas Smith, analitik ve farmakolojik kimyager olarak Hull'da bir firma kurdu. Kırk yıl sonra yeğeni Horatio Nelson Smith'i şirketine ortak yaptı ve 1928'de (bugün şirketin tek sorumlusu olarak kalan) Horatio yeni bir elastik yapışkanlı yara bandı icat etti. Yeni ürün tutmadı, ta ki bir cerrah bu yeni sargının, varikoz ülser hastalarına yararlı olacağını bir makalede duyurana dek. Smith akıllılık edip bu makaleyi tıp dünyasından elden ele dolaştırdı. Çok geçmeden bu sargı, Smith & Nephew şirketinin genel kullanım için en çok satılan ürünlerinden biri haline geldi elastik yara bandı, patentteki tanımı benimseyerek Elastoplast ticari markasını aldı.
Yara Bandının Irkçılıkla ilgisi nedir ? Nasıl olur da bu bant bir kriz yaratır ?
Dün okuduğum haberi okuduktan sonra sizlerle de paylaşmak istedim.Yabancı basında birçok haber yapılmış.  Ülke krizi Danimarka Dışişleri Bakanı Kristian Jensen, önceki hafta, sosyal medya üzerinden açıklamasıyla başlıyor; “Bir kez daha, İsveç’te yaşamadığım için mutlu oldum.” Bakan Jensen’in kişisel, facebook sayfası aracılığıyla yaptığı bu açıklama ve paylaştığı bir haber linki, İsveç Dışişleri tarafından cevapsız bırakılmadı. 1971 doğumlu, evli ve üç çocuk babası Jensen’i ailesiyle birlikte İsveç’te yaşamadığı için mutlu eden ve iki ülkenin dışişleri bakanlarını karşı karşıya getiren şey, yara bantları oldu. İsveç’in eczacılar birliği, yara bandındaki ırkçılığa bir son verme girişiminde. Birliğin atacağı adım henüz kesinleşmemiş olsa da Danimarka Dışişleri Bakanı Jensen, yara bantlarının ırkçılıkla suçlandığı “hassas” bir ülkede yaşamamaktan dolayı tatmine ulaşmış durumda.
indir (1)
Peki işin aslı nedir? 
İsveç’te piyasada satılan yara bantlarının Danimarka’da veya diğer ülkelerde satılan yara bantlarından bir farkı yok. Eğlenceli figürlerle ve çocuklar hedeflenerek üretilmiş rengârenk yara bantlarını geçecek olursak bilindik, bej rengi yara bantları piyasaya hâkim. İsveç’te son zamanlarda yazılıp çizilip köpürtülen de bu bej rengi yara bantlarının durumu oldu. Bej renginin, beyaz ırkın ten rengine yakın olduğu ve bu yolla yara bantlarının herkese dayatılan bir ırkçılık içerdiği tartışıldı.
indir (3) İsveç’te bu tartışmayı başlatan, internette “günlük ırkçılık” adlı bloğu tutan bir kadın; Paula Dahlberg. Kolombiya doğumlu olan ve iki yaşındayken İsveç’e evlatlık verilen Paula, eczacılar birliğinin ürettiği ve dükkânlara dağıtılan bej rengi yara bantlarının paketinin üzerinde “ten rengi” ifadesinin yer aldığını ve kendi ten rengiyle bu rengin pek de uyuşmadığını duyurdu. 29 yaşındaki Paula, İsveç’teki günlük hayatta insanların çarpışa çarpışa alışıp geçtiği ırkçılığa dair bloğuna bıraktığı bu yazısıyla önce İsveç basınını sonra eczacılar birliğini ardından da iki komşu ülkeyi sarstı. Yirmili yaşlarının başlarından beri, feminist bir aktivist olduğunu duyuran Paula, son iki yıldır bu bloğu düzenliyor.
İsveç’teki bu tartışmalar Danimarka’ya “Yara bantları ırkçılıkla suçlanıyor” diye taşındı.Politik söylemlere gelmeden Paula'nın söylemlerine odaklanalım.
Paula’nın derdi sadece yara bantları değil. İçine doğmadığı ama içinde büyüdüğü toplumunda, ırkçılığın gündelik hayatta görmezden gelinecek bir anlamsız ayrıntı olarak kodlanmaya çalışıldığını söylüyor Paula. Bu ülkede insanların günlük dozu her gün biraz daha artan ırkçılıkla yaralandığını ve bu yaraların kapatılması için satılan yara bantlarının bu işe merhem olmayacağını duyuruyor.
Paula'yı ırkçılık zemininde mantıksal bir nedenle eleştirmesini takdir ediyorum. Blogların gücünü de bu açıdan altını çizmek istiyorum.
İki ülke arasındaki kriz şimdilik durdu , biz de güncel hayatımıza dönelim. Masum yara bandının ileri teknolojisinden 
bahsedip yazımızı tamamlayalım.ABD’deki Massachusetts Genel Hastanesi ve Harvard Tıp Fakültesi’nden bilim insanları yeşil renkte parlayarak üzerini kapattığı yaranın iyileşmeye başladığını gösterebilen yüksek teknoloji ürünü yara bantları geliştirildi.Bu yeni icat sayesinde hastaların canı boş yere yanmayacak, yaranın iyileşme durumu yara bandı çıkarılmadan gözlemlenebilecek.
26603698
Daha da ileri gidersek bir haberde yara bandının tarih olacağı iletildi.
ABD’de Johns Hopkins Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada, hasarlı yere yara bandı sarmak yerine, cildin kendi kendini yenilemesini sağlayan bir jel geliştirildi. (Bence yara bantları 50 yıl kadar raflardan kalkmayacak.)
Yara bandınızı ilk kullandığınızda Paula , Danimarka ve İsveç'i hatırlayınız : )
İyi haftalar ,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder